Bu konudaki çalışmalar büyümenin her sektörde, her coğrafyada ve işin her safhasında gerçekleştirilebileceğini gösteriyor. Büyümeyi yakalayabilmek için iş süreçlerinde, organizasyon yapılarında ve stratejik yaklaşımda değişimler gerekiyor. Her şirkette büyümeyi sınırlayan faktörler farklı olduğu için herkese uygulanacak tek bir reçete yok.
Süreç iyileştirmeleri satın almadan, ürünün müşteriye ulaştırılmasına kadar tüm süreçleri kapsamalı, bu süreçlerde verimliliği artırırken, büyümeyi sınırlayan faktörleri de ortadan kaldırmayı hedeflemelidir.
Müşteriye sunulan ürünün maliyetini oluşturan en önemli unsurlar şirketin üretiminin dışındaki unsurları içerir. Bir fabrikadan çıkan ürün maliyetinin büyük kısmı satın alınan malzeme ve girdilerden oluşur. Dolayısıyla, tedarik zinciri yönetimi konusunda yapılacak iyileşmeler, karlılığı ve satışları büyütmenin önemli yollarından birisidir.
Üretim tesislerinde oluşan maliyetin önemli bir kısmı da tesisin yatırım aşamasında verilen kararlara (yer, ekipman seçimi gibi) ve ürün tasarımına bağlıdır. Dolayısıyla, işi büyütmek için iş işten geçtikten sonra tedbir almak değil, daha planlama aşamasından itibaren iş büyüdüğünde nasıl başa çıkılacağı konusu tasarlamak gerekir. Düşünceyi ve planlamayı geniş, uygulamayı esnek ve modüler olarak gerçekleştirmek büyümeyi sağlamanın etkili yollarından biridir.
Dağıtım kanalları, pazarlama ve marka yatırımları da hem sunulan ürün ve hizmetin maliyetinin önemli bir kısmını, hem de büyümenin alt yapısını oluşturur. Örneğin, marka oluştururken uluslararası pazarlarda kolay telaffuz edilemeyen bir markaya yatırım yapıldığında, gelecekteki büyüme sınırlandırılmış ve/veya daha pahalı hale getirilmiş olur.
Büyümeyi hedefleyen şirketler şirket içi çekişmeleri önleyecek net organizasyon yapıları oluşturmalılar. Büyümenin önündeki en önemli engellerden birisi de hızlı karar alıp, tutarlı bir şekilde uygulamayı önleyen yetki ve sorumluluk dağılımına sahip organizasyon yapılarıdır. Bu nedenle, büyümeyi hedefleyen şirketler organizasyon yapılarını yalınlaştırıp, karar süreçlerini hızlandırmalıdır.
Organizasyon yapısı sadece kutuları ve içindeki insanları belirlemekle oluşturulmaz. Aynı zamanda insan kaynakları yönetimi ile ilgili bütün sistemleri de içerir. Özellikle, performans yönetimi, teşvik ve yetkinlik geliştirme sistemleri hedeflenen büyüme ile uyumlu olmadığında sorunlar yaşanabilir. Örneğin, büyümeyi Rusya pazarında sürdürmeyi planlayan bir şirket, bu planı uygulamaya koymadan önce kurum kültürü ve çalışma düzenini hazmetmiş çalışanları arasında Rusça konuşma yeteneğine sahip olan kişileri yetiştirmelidir.
Büyümenin en önemli tetikleyicilerinden biri de stratejik yenilikler yaratmaktır. Bu nedenle müşterileri ve onların gelişme alanlarını, onlar için hangi değerin yaratıldığını, dolayısıyla hangi endüstride faaliyet gösterildiğini iyi anlamak gerekir. Örneğin, Rolex şirketinin yönetim kurulu başkanının, saat işi bu sene nasıl diye sorulduğunda, bilmiyorum, biz saat işinde değil, mücevher işindeyiz cevabını vermiş olması, bu konunun iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
Strateji oluştururken üzerinde durulması gereken konulardan birisi de coğrafi yayılımdır. Hangi ülkelerde faaliyet gösterileceği, o yörede başarılı olmak için gerekli kritik başarı faktörleri ve bundan elde edilebilecek sinerjiler değerlendirilerek, ürün ve müşteri portföyü seçimleri yapılmalıdır. Bu değerlendirmelere uygun olarak iletişim, marka oluşturma ve pazarlama stratejileri de geliştirilmelidir.
Büyümenin, markanın başka ürünlerle beslenmesi, sunu paketinin zenginleştirilmesi, yeni ürün ve üretim kapasitesi geliştirme ve/veya şirket satın alma ile yoluyla gerçekleştirilmesi için zorlayıcı hedeflerin konması ve bu konulardaki çalışmalara kaynak ayrılması gerekiyor.
Özetle büyüme, öncelikle düşüncede, daha sonra da atılan her adımın tek bir adım değil, daha uzun bir yolculuğun bir altyapısı olduğu anlayışı ile hareket etmekle sağlanabiliyor.
Dr. Yılmaz ARGÜDEN