Esnaf ve KOBİ Bankacılığı’nda İlişki Yönetimi

Esnafların ve KOBİ’lerin çalışacağı bankaları ve finansal kurumları tercih ederken ilk bakmaları gereken nokta, kendi ihtiyaçlarını ne kadar anladığı, yukarıdaki bu aracılık görevini ifa ederken raftaki malı satmaktan çok butik, terzi usulü çözüm getirebilecek yetkinlikte olup olmadığına kanaat getirmesidir

Kobi Yorum: 0 / 31 Aralık 2012 15:02
Esnaf ve KOBİ Bankacılığı’nda İlişki Yönetimi
-A +A

KOBİ’ler ; Ülkemizde çalışan sayısı 1 ila 250 kişi arasında olup, yıllık cirosu 25 milyon TL altında kalan işletmeler olarak tanımlanıyor. Cirosu yıllık 1 milyon TL’nin altında kalan ve 1-9 kişi arasında çalışanı olan KOBİ’ler mikro işletme (Çoğunlukla esnaf), 1-5 milyon TL ciro arasında ve 10-50 kişi arasında çalışanı olanlar küçük işletme, 5-25 milyon TL ciro arasında ve 50-250 kişi arasında çalışanı olanlar ise orta boy işletme olarak adlandırılıyor. Ülkemizde 1992 yılında 1.047.000 mikro ve küçük işletme varken, 2002 yılında 1.800.000 civarında, bugün ise 3.000.000 civarındalar. Ekonomik büyümede önemli rol oynayan KOBİ’ler maalesef kendilerini büyütmekte zorlanıyorlar.

Bu yazımızda, KOBİ’lerimizin finansal hizmetlere ulaşımının kolaylaşması, ulaşımın sağlandığı noktada bilinçli ve bilgili bir şekilde bu ürün ve hizmetleri kullanabilmeleri açısından konuya yaklaşıyor olacağız. Bu noktada, en önce bankaların ve finansal kuruluşların temel fonksiyonlarını hatırlamakta fayda var. Fon arz edenler yani birikimlerini yatırımda değerlendirmek isteyen taraflar ile fon ihtiyacı olanlar yani yatırım yapmak, nakit akışını ayarlamak gibi amaçlarla para ve işletme sermayesi talep edenler arasındaki köprü vazifesini, başta bankalar olmak üzere finansal kuruluşlar sağlar. İşletme ve finansal kurum arasındaki ilişki yönetimi genelde bu ihtiyaç ile başlar.

Esnafların ve KOBİ’lerin çalışacağı bankaları ve finansal kurumları tercih ederken ilk bakmaları gereken nokta, kendi ihtiyaçlarını ne kadar anladığı, yukarıdaki bu aracılık görevini ifa ederken raftaki malı satmaktan çok butik, terzi usulü çözüm getirebilecek yetkinlikte olup olmadığına kanaat getirmesidir. Çünkü, çoğu mikro ve küçük işletme, finansman, finans, muhasebe, ekonomi, bankacılık gibi teknik bilgileri yorumlama veya finans matematiğini hesaplama noktasında yeterli bilgi, kaynak ve vakite sahip değildir. Raftaki satış hedefi verilmiş ürünün pazarlanması kadar, hangi finansal ürünün işletme için daha doğru olacağını aktarmakta, işletme ve banka arasındaki bu ilişkinin tespiti ve yürütülmesi noktasında değerlidir.

İkinci olarak, kurulacak ilişkide önemli olan bir diğer unsur, kurumu temsil eden ve kendisine hizmeti ve bilgiyi verecek olan müşteri ilişkileri yöneticisi veya portföy yöneticisi / yatırım uzmanı seçimindedir. Bilgiyi vaktinde, doğru ve işlenebilir şekilde aktaracak, adeta işletmenin finans yöneticisi gibi çalışacak portföy yöneticisini bulmak kıymetlidir. Bir diğer önemli unsur, yatırım, kredi, sigorta gibi konuların danışılacağı bu portföy yöneticilerinin ürün, mevzuat ve finans matematiğine hakimiyetidir. Çünkü, ortalama 1,5-2 yılda bir şubesi değişen bir portföy yöneticisinin, müşterisi ile olan muhabbeti ve yaklaşımı kadar, müşterisine kazandırdığı veya yazdırdığı maliyet de en az onun kadar önemlidir. Portföy yöneticisinin SPK yatırım uzmanlığı lisansının olması, mezun olduğu bölüm, kurumunda aldığı eğitimlerin gün sayısı, önceki iş deneyimleri, bulunduğu şubedeki çalışma süresi, portföyünde hizmet verdiği müşteri sayısı, seçim kararı noktasında fikir verebilecek diğer başlıklar arasındadır.

Farklı kurumların portföy yöneticileri arasında karar vermek için izlenecek bir yol portföy yöneticilerinin finansal ürün hesaplamalarına olan hakimiyetinin analiz edilmesidir. Vadeli mevduat, hazine bonosu, eşit taksitli kredi, spot kredi ürünlerinde aynı parasal tutarları ve vadeleri vererek, tüm portföy yöneticilerinden vade sonunda ele geçecek / ödenecek faiz, yasal kesintiler brüt ve net olarak sorularak hızlı ve kesin bir sonuca gidilebilir. Bu şekilde, finansal matematiğe ne kadar hakim olduklarının yanı sıra geri dönüş süresi açısından da bir kıyaslama yapılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken unsur, dosya masrafı gibi bankadan bankaya fark eden komisyonların ve diğer ücretlerin verilen sonuçlarda arındırılmış olmasıdır.

Banka seçiminde kritik unsurlardan bir diğeri, çalışılacak bankaya olan fiziki uzaklıktır. Genelde esnaf ve mikro işletmelerin işyerlerinde kalması gerekliliği, fiziki mesafeleri önemli kılmaktadır. Burada, internet bankacılığı, ATM gibi diğer şube dışı dağıtım kanalı kullanımı önemlidir. Ancak, çalışılacak bankada bu kanalların da, ticari işletmeler için verdikleri hizmetleri iyi araştırmakta fayda bulunmaktadır. Fonksiyonel olmayan, yani her işlemi yapmaya izin vermeyen, işlem süre kısıtı olan, yetkilendirme ve onay mekanizmaları yetersiz olan, ticari ürün ve hizmet çözümlerini yeterince zenginleştirmemiş olan, raporlama altyapısı yetersiz ve hesap hareketleri, elektronik dekont bilgileri ve açıklamaları yeterince açık olmayan bankaların, şubedeki kuyruklardan kaçayım / kurtulayım derken ekstra iş yükü getireceği de unutulmamalı.

Çalışılacak banka ve finansal kurum seçiminde bir diğer başlık çalışılacak kurum sayısıdır. Avrupa ve Amerika’da genelde bireyler ve işletmeler 2 veya en çok 3 banka ile çalışmaktadırlar. Bu noktada, mümkünse finansal ürün ihtiyacı önceden tespit edilerek listelenmeli ve çok ihtiyaç olmaması halinde tek bir kurumdan karşılanmaya çalışılmalı, acil ve özel durumlar için ikinci bir kurumla da yedeklenmelidir. İlişki yönetimi açısından ihtiyaç ve ürün kullanımlarının bu kurumlar arasında dağıtılması da işletmenin tercihine bağlıdır. Kredi limiti gibi kritik başlıklarda ise ön görülemeyen durumlar için genelde çalışılan kurum sayısının arttırılması tercih edilse de, finansal yönetimde nakit bütçesi, nakit akışı planlaması, proforma bilanço ve nakit akım tablosu gibi öngörü ve tahmini kolaylaştıran çalışmalar ile bu ihtiyaç kontrol altına alınabilir.

Kredi başlığında bir kritik unsur da şube yetkileridir. Kurumdan kuruma değişen şube kredi açma ve kullandırma yetkilerinin, yine banka tercihinde ilk aşamada veya çalışma esnasında periyodik olarak sorulması, nakit akışı bozulmalarında ve beklenmeyen kredi ihtiyaçlarında, son saniyede sıkıntıya düşmeyi engelleyecek bir diğer başlıktır. Burada, genelde şube Genel Müdürlük veya Bölge arasında, kredi değerlendirme ve kullandırma yetkisi nedeni ile kaybedilen zamanların bertaraf edilebilmesi açısından, ihtiyaç duyulabilecek kredi limitlerinin önceden hazır bulundurulması önemlidir. Bu nedenle, bankaların istediği kredi başvuru evraklarından en az bir setin her an el altında bulunmasında ve Bankalarda periyodik olarak güncellenmesinde fayda bulunmaktadır.

Bankalar, esnaf ve KOBİ’lerin ihtiyaçlarını anlamaya ve ürünler geliştirmeye çalışırken, bilinçli bir müşteri olarak müşterisi olacakları finansal kurumların çalışma sistematiklerine hakimiyet, günün sonunda her iki tarafa da kazanımlar sağlayacaktır.

Facebook'ta paylaş butonu
Print
Yorum Yap
Yorumunuz
1000

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Facebook Yorumları
Dikkat Çekenler
Çok Okunanlar
Çok Yorumlananlar
Anket

Sayfalar
Duyurular
Linkler
Arşiv
Ziyaretçi Defteri
Hava Durumu
Hava Durumu
Yükleniyor...